Günümüzde üst düzey yazılım ve donanım araçlarına erişimin son derece kolay hale gelmesiyle isteyen herkes bir yapımcıya dönüşebiliyor. İster arkadaşlarınız ya da aileniz için basit videolar üretiyor olun; ister yerel, ulusal televizyon programlarında kullanılmak üzere profesyonel amaçlı çalışmalar yapıyor olun ve/veya halka açık alanlarda yayınlanacak (kafe, bar, spor salonu, otel vb.) prodüksiyonlarınız olsun; çalışmalarınızın arka planını bir müzikle doldurmak istediğinizde seçtiğiniz müziğin “yasal kullanımı” ile ilgili dikkat etmeniz gereken bir kaç unsur bulunmaktadır. Geçmişte “Müzikal Telif Hakları” tanımının ne olup olmadığını bilmesi gereken kişiler sadece profesyonel yapım stüdyolarında çalışanlar ve yayıncılardı. Ancak bugün isteyen herkes bir yayıncı – yapımcı olabiliyor. Youtube, facebook, vimeo, soundcloud vb. internet hizmetleri, blog sayfaları, kişisel web siteleri dünyayı herkesin parmaklarının ucuna kadar getirerek insanlara odalarının bir köşesinden dünyanın öbür ucuna düşüncelerini, fikirlerini, video ve filmlerini hatta seslerini ve prodüksiyonlarını paylaşma fırsatı verdi. Tüm bu olanaklar müziğe olan talebi de beraberinde getirdi. Müzik, prodüksiyonlara hayat verdiği gibi aynı zamanda onları daha uzaklardan ulaşılabilir hale getirdi. Maalesef istediğiniz müziği istediğiniz yerden edinerek prodüksiyonlarınızda kullanamazsınız. Unutmayın ki müzik marketten albüm satın aldığınızda, ya da Itunes, TTnet Müzik’ten yasal şekilde bir müzik indirdiğinizde bile o müziğin sadece “kişisel kullanım” hakkına sahip olursunuz. Müziği; Youtube’a veya başka bir siteye yüklemek üzere bir videoda kullanırsanız, Podcast vb. gibi başkaları tarafından indirilebilecek bir içerikte kullanırsanız ve hatta mağazanızda ya da dükkanınızda fon müziği olarak kullanırsanız dahi artık o müziği “kişisel kullanım” amaçlı olarak kullanmıyor olursunuz. Bundan böyle müziği dağıtıyor (yayınlıyor), halka açık alanda icra (temsil) ediyorsunuzdur. Elinizde yetki ve kullanım belgeniz olmadığı sürece (Müzik yayın ve kullanım lisansı) bunu yapma hakkınız bulunmamaktadır. Stok Müzik, müzisyenler tarafından her türlü müzik tarzına uygun olarak bestelenmiş ve kategorize edilerek depolanmış müzik bankası arşivleridir. Müzik çalışmaları ürüne ya da markaya özel olarak bestelenmediğinden, Jingle çalışmalarına oranla maliyetleri çok daha düşüktür. Stok müzik çalışmalarının fiyatlarını müziğin kullanım …
Okumaya Devam Et »Prodüksiyon
Reklam Veren İçin Jingle Prodüksiyonunun Önemi
Her kurum ona sahip olmayı ister, fakat çok azı ona erişebilir. Bahsettiğim şey marka bilinirliğidir. Bir sloganı, bir müziğin küçücük bir kısmını duyduğunuzda ya da ufak bir logo gördüğünüzde aklınıza hemen o marka gelir. Birçok işletme bu türden bir bilinirliğe kavuşmak için çalışmalar yapar, ama pek çoğu bunu başarmak için yanlış yollara sapar. Eğer bir medya planlama uzmanına sorarsanız, yapmanız gerekenin yalnızca reklam vererek medya piyasanın içinde bulunmak olduğunu söyleyecektir. Medyada görünmek markanızın bilinirliğini arttıran bir unsur olsa da, gerçekte söylemek istedikleriniz reklamınızın içinde kaybolup gidiyorsa zaten zorla kazandığınız paranın – o en iyi reklam tarifesine – harcanmasın pek de bir anlamı yoktur. Radyo reklamlarının en önemli tarafı aslında sandığınız kadar yüksek maliyetli olmamasıdır. Aslında maliyet – fayda analizi açısından en etkili reklam yöntemi radyo reklamlarıdır, hatta gazetelerin bile önündedir. Bu sebeple reklam için bir bütçe yaratmayı düşündüğünüzde öncelikle yatırımızın bir kısmını mutlaka dikkat çekici bir şey ortaya çıkarmaya ayırın. Unutmayın ki reklam prodüksiyonu reklam kampanyanızı vezir de eder, rezil de… Eğer reklam bütçenizi radyo reklamlarına ayıracaksanız, bütçenizin en az yüzde on beşini iyi bir reklam prodüksiyonu için kullanmalısınız. Reklam Prodüksiyonunun önemini vurguladığımıza göre, sıra hedef kitlenize ne söyleyeceğinize geldi. Yayınlayacağınız reklamın her bir anı öncelikle markanızı vurgulamalıdır. Reklamdaki amacınız insanlara bir şeyi sattığınızı ya da yeni bir mağaza açtığınızı söylemekten fazlası olmalıdır. Sağladığınız faydayı ve markanızı ilk ve en öncelikli olarak pazarlamalısınız. Temel nokta “Markamın bilinirliğini artırmanın en iyi yolu nedir?” sorusu olmalıdır. Müziğin beynimizde yer eden ve bilinç altı seviyede duygularımızı tetikleyen bir özelliği vardır. Bu yönüyle “Jingle” yani müzikle desteklenen kısa mesajlı ezgi, 1920’lerden günümüze kadar dünya çapında reklamcılar ve reklam verenler tarafından en çok tercih edilen method olmuştur. Marka bilinirliğini oldukça arttırmalarının yanı sıra çok uzun ömürlü olmalarının tercih edilmelerindeki etkisi büyüktür. Son yirmi yılda yapılan bazı reklam jingleları etkilerini hala kaybetmemiş, dillere dolanmıştır. “Bir bilmecem …
Okumaya Devam Et »