Her kurum ona sahip olmayı ister, fakat çok azı ona erişebilir. Bahsettiğim şey marka bilinirliğidir. Bir sloganı, bir müziğin küçücük bir kısmını duyduğunuzda ya da ufak bir logo gördüğünüzde aklınıza hemen o marka gelir. Birçok işletme bu türden bir bilinirliğe kavuşmak için çalışmalar yapar, ama pek çoğu bunu başarmak için yanlış yollara sapar. Eğer bir medya planlama uzmanına sorarsanız, yapmanız gerekenin yalnızca reklam vererek medya piyasanın içinde bulunmak olduğunu söyleyecektir. Medyada görünmek markanızın bilinirliğini arttıran bir unsur olsa da, gerçekte söylemek istedikleriniz reklamınızın içinde kaybolup gidiyorsa zaten zorla kazandığınız paranın – o en iyi reklam tarifesine – harcanmasın pek de bir anlamı yoktur. Radyo reklamlarının en önemli tarafı aslında sandığınız kadar yüksek maliyetli olmamasıdır. Aslında maliyet – fayda analizi açısından en etkili reklam yöntemi radyo reklamlarıdır, hatta gazetelerin bile önündedir. Bu sebeple reklam için bir bütçe yaratmayı düşündüğünüzde öncelikle yatırımızın bir kısmını mutlaka dikkat çekici bir şey ortaya çıkarmaya ayırın. Unutmayın ki reklam prodüksiyonu reklam kampanyanızı vezir de eder, rezil de… Eğer reklam bütçenizi radyo reklamlarına ayıracaksanız, bütçenizin en az yüzde on beşini iyi bir reklam prodüksiyonu için kullanmalısınız. Reklam Prodüksiyonunun önemini vurguladığımıza göre, sıra hedef kitlenize ne söyleyeceğinize geldi. Yayınlayacağınız reklamın her bir anı öncelikle markanızı vurgulamalıdır. Reklamdaki amacınız insanlara bir şeyi sattığınızı ya da yeni bir mağaza açtığınızı söylemekten fazlası olmalıdır. Sağladığınız faydayı ve markanızı ilk ve en öncelikli olarak pazarlamalısınız. Temel nokta “Markamın bilinirliğini artırmanın en iyi yolu nedir?” sorusu olmalıdır. Müziğin beynimizde yer eden ve bilinç altı seviyede duygularımızı tetikleyen bir özelliği vardır. Bu yönüyle “Jingle” yani müzikle desteklenen kısa mesajlı ezgi, 1920’lerden günümüze kadar dünya çapında reklamcılar ve reklam verenler tarafından en çok tercih edilen method olmuştur. Marka bilinirliğini oldukça arttırmalarının yanı sıra çok uzun ömürlü olmalarının tercih edilmelerindeki etkisi büyüktür. Son yirmi yılda yapılan bazı reklam jingleları etkilerini hala kaybetmemiş, dillere dolanmıştır. “Bir bilmecem …
Okumaya Devam Et »Etiket Arşivi: Cingıl
Jingle’ın Tanımı ve Türleri
Radyo ve televizyon reklamı için yazılıp düzenlenmiş, akılda kalıcı ve dinleyenlerin dikkatini çekebilecek özelliklere sahip sözlü melodiye jingle adı verilir. İyi bir jingle yazmak, iyi bir şarkı bestelemekle yakından ilgili olmakla beraber, reklamcılık konusunda etraflıca bilgi sahibi olmayı da gerektirir.Reklam müziği yazma işlemi, diğer büyük iş kollarında olduğu gibi önemli ve karmaşık bir yapıya sahiptir. Bir reklamda müzik uygulanıp uygulanmaması, reklam ajansının müzik kullanımındaki istek ve deneyimi ile reklamın bütçesine bağlıdır. Eğer gerekli şartlar mevcutsa reklam müziği reklama aşağıdaki şekillerde uygulanır. * Yeni bestelenecek bir reklam müziği; * Yeniden düzenlenmiş eski bir reklam müziği, * Enstrümantal bir fon müziği; * Eldeki stoklardan bir müzik (Stok Müzik) * Halk tarafında tanınmış bir müzik olabilir. Etkili bir jingle yazımı için; * Ürünü Tanımak: Jingle ile satılacak olan nedir? Bir hizmet mi? Bir ürün mü? Bir şirket mi? Ne yaparlar? Ürünü kendi türünde diğerlerinden farkı yapan nedir? * İsme odaklanmak: Jingleda ürünün, kampanyanın ya da firmanın ismi sistemetik olarak vurgulanmalıdır. Eğer ürünün adı müşterinin (dinleyicinin) kafasında tekrar ederse bu kişinin tüketim alışkanlıklarında etkileyici olur. Bu yöntemle yapılmış başarılı bir jingleda tüketici, ürünün muadillerini bile jingle’ı yapılmış ürünün ticari adıyla çağırabilir. (Ciflemek, peçetenin solo olarak adlandırılması vb.) * Sloganı müzikleştirmek (Müzikal Kimlik): Melodilerin kelimelerden daha fazla akılda kaldığı bilimsel bir gerçektir. Bu sebeple bir jingle’ı hatırlamak bir sloganı hatırlamaktan daha kolaydır. İyi bir jingle; kısa, anlaşılması kolay, fark edilebilir ve hatırlanabilir olmalıdır.
Okumaya Devam Et »